International Journal of Hematology and Oncology 2015, Vol 25, Num 3 Page(s): 149-157
Kolon, Mide ve Akciğer Adenokarsinomlarında hBD-3 ve hCAP-18/LL-37 Antimikrobiyal Peptidlerin İmmunohistokimyasal Ekspresyonu

Murat KILIC1, Serpil OGUZTUZUN2, Gulcin SIMSEK3, Ebru CAKIR4

1Ankara University, Vocational School of Health Services, Department of Pharmacy Services, Ankara
2Kirikkale University, Faculty of Arts and Sciences, Department of Biology, Kirikkale
3Kecioren Training and Research Hospital, Department of Pathology, Ankara
4Inonu University, Faculty of Medicine, Department of Pathology, Malatya. TURKEY

Keywords: Adenokarsinoma, hBD-3, hCAP-18/LL-37, İmmünohistokimya
Bu çalışma, sırasıyla 22, 24 ve 24 kolon, mide ve akciğer adenokanserli hastaların tümörlü ve tumor periferinde bulunan normal dokularında human Beta Defensin-3 (hBD-3) ve insan katyonik antimikrobiyal peptid-18/cathelicidin (hCAP-18/LL-37)’nin immunohistokimyasal boyanma özelliklerini araştırmıştır. Atatürk Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi ve Keçiören Eğitim ve Araştırma Hastanelerinden alınan toplam 70 kolon, mide ve akciğer adenokanserli hastalarda, hBD-3 ve hCAP-18/LL-37 ekspresyonları immunohistokimya ile değerlendirildi. Normal ve karsinomalı dokularda hBD-3 ve hCAP-18/LL-37 ekspresyon farklılıklar istatistiksel olarak Mann-Whitney U Test ile analiz edildi. Bu hastalıklarda normal ve tümörlü dokularda, pozitif boyanma şiddetleri karşılaştırıldığında, kolon, mide ve akciğer adenokanserli dokularda hBD-3 ve hCAP-18/LL-37 ekspresyonlarının normal dokulara oranla daha fazla olduğu istatistiksel olarak anlamlı bulundu (p< 0.05). hBD-3 ve hCAP-18/LL-37 immunoboyamasının kolon, mide ve akciğer adenokanserinde malignitenin bir belirteci olabileceği bulunmuştur. Normal dokularla karşılaştırıldığında, tümörlü dokularda, hBD-3 ve hCAP-18/LL-37 ekspresyonlarının önemli ölçüde değişmiş olduğu ilk kez gösterilmiştir. Sonuç olarak, mevcut bulgular, hBD-3 ve hCAP-18/LL-37 antimikrobiyal peptidlerinin kolon, mide ve akciğer adenokanserlerinin patogenezinde rol oynayabileceğini desteklemektedir.