International Journal of Hematology and Oncology 2014, Vol 24, Num 3 Page(s): 157-162
Tamoksifen Kullanan Meme Kanserli Türk Hastalarda CYP2D6 Gen Polimorfizm Tiplerinin Tamoksifen Etkinliğine Etkinliklerinin Değerlendirilmesi

Meral GUNALDI1, Melek ERKISI2, Cigdem AFSAR2, Vehbi ERCOLAK3, Berna DUMAN4, Semra PAYDAS2, Ismail KARA2, Berksoy SAHIN2, Abdullah TULI5, Ata SECILMIS6

1Bakirkoy Dr. Sadi Konuk Research and Training Hospital, Department of Medical Oncology, Istanbul, TURKEY
2Çukurova University Faculty of Medicine, Department of Medical Oncology, Adana, TURKEY
3Harran University Faculty of Medicine, Department of Medical Oncology, Sanliurfa, TURKEY
4Adana Numune Research and Training Hospital, Department of Medical Oncology, Adana, TURKEY
5Cukurova University Faculty of Medicine, Department of Biochemistry, Adana, TURKEY
6Cukurova University Faculty of Medicine, Department of Pharmacology, Adana, TURKEY

Keywords: Meme kanseri, CYP2D6, Tamoksifen
Biz bu çalışmada, erken evre meme kanseri tedavisinde tamoksifen kullanan Türk hastalarda CYP2D6 gen polimorfizmleri ile tedavi etkinliği arasındaki ilişkiyi araştırdık. Adjuvant tamoksifen kullanan 115 hastanın CYP2D6 genotipleri AmpliChip CYP450 test kullanılarak belirlendi. Metaboze edici gruplar genotiplere gore sınıflandırılarak tanı, klinik ve hastalığın tekrarı ile değerlendirildi. Sınıflandırılan ölçümlerin karşılaştırılmasında Ki-kare testi kullanıldı. En sık CYP2D6 gen polimorfizmi 19.9% (n= 19) ile *1/*2 idi. Erken evre meme kanserli Türk hastalarda 77.1% (n= 74) normal metabolize edici grup en büyük grubu oluşturdu. Orta metabolize edici grup 11.5% (n= 11), 5.2% (n= 5) hızlı metabolize edici grup, 2.1% (n= 2) yavaş metabolize edici grup olarak saptandı. Tamoksifenle tedavi edilen erken evre meme kanserli hastalarda CYP2D6 gen polimorfizmleri ile hastalık tekrarı ve metastazı arasında anlamlı bir ilişki saptanmadı. Erken evre meme kanserli Türk hastalarda CYP2D6 genotipleri ve özelliklerini saptayan ilk çalışmadır. CYP2D6 genotip polimorfizmleri ve hastalık tekrarı arasında erken dönemde bir ilişki saptanmasa da uzun dönem takibe ihtiyaç olduğu görünmektedir.