International Journal of Hematology and Oncology 2011, Vol 21, Num 4 Page(s): 223-229
Histopatolojik karakterler Bazal Hücreli Karsinoma ile Kıl Follikülünden Köken Alan Benign Deri Eki Tümörlerinin Ayırıcı Tanısında Yararlı Olamayabilir

Ilker SENGUL1, Demet SENGUL2, Muzeyyen H. ASTARCI3, Huseyin USTUN3

1Giresun University Faculty of Medicine, Department of General Surgery, Giresun, TURKEY
2Prof. Dr. A. Ilhan Ozdemir State Hospital, Department of Pathology, Giresun, TURKEY
3Ankara Training and Research Hospital, Department of Pathology, Ankara, TURKEY

Keywords: Bazal hücre, Pigmentasyon, İnflamasyon, Histopatoloji
Trikoadenoma, trikofolliküloma, trikoepitelyoma ve trikoblastomanın bazal hücreli karsinomadan ayırıcı tanısı, bugüne kadar özellikle küçük spesimenlerde patologlar için can sıkıcı ve usandırıcı olmaya devam edegelmiştir. Otuz kıl follikülünden köken alan benign deri eki tümörleri olgusu ve 30 bazal hücreli karsinoma olgusu, 2004 - 2008 yılları arasında depolandığı arşivden yeniden edinildi. Yaş, cinsiyet, lokalizasyon ve ülserasyon, pigmentasyon, inflamasyon ve kist formasyonu gibi histopatolojik karekterler her iki grup ve her subgrup arasında karşılaştırmalı olarak değerlendirildi. Yaş, cinsiyet, lokalizasyon ve histopatoloji açısından iki grup arasında anlamlı fark saptanmadı. Ayrıca, histopatolojik karekterler bazal hücreli karsinomanın subgrupları için anlamlı değildi. Bununla birlikte; ülserasyon, kıl follikülünden köken alan benign deri eki tümörlerinin subgrupları olan trikoepitelyoma (21 olgunun 5’inde [% 23.8]) ve trikoblastomada (5 olgunun tümünde [% 100]) izlendi, ancak trikoadenoma ve trikofollikülomada izlenmedi ve bu fark anlamlı bulundu (p = 0.005). Ancak; pigmentasyon, inflamasyon ve kist formasyonu her iki grubun subgrupları arasında anlamlı değildi. Sonuçta şunu söyleyebiliriz ki, bazal hücreli karsinoma ve kıl follikülünden köken alan benign deri eki tümörlerinin; yaş, cinsiyet ve ülserasyon, pigmentasyon, inflamasyon ve kist formasyonu gibi histopatolojik karekterlere göre ayırt edilemeyebilir. İkinci olrak; histopatolojik karekterlerin değerlendirilmesi yoluyla, anılan her iki grubun, subgrupları arasında bile kolaylıkla ayrım yapılamayabilir ve dolayısıyla bu da yaşamı tehdit edici sıkıntılar yaratabilir.